Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ilkesizler için ilkeler

ATATÜRK’ÜN KENDİ İFADESİYLE İLKELERİNİN TANIMI I. TEMEL İLKELER Cumhuriyetçilik: Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924) Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933) Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir... (1925) Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki, onun adı Cumhuriyet’tir. Artık hükümet ele millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925) Milliyetçilik: Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk milleti denir. (1930) Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir soyun evlatları ve hep aynı cevherin damarlarıdır. (1932) Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun f

tarafsiz bolge

Hayatta muhtemelen en kötü şey herhangi bir düşünce sekline sahip olamamaktir. Kendinize ait bir dusunce şeklinizin bulunmamasi demek, hem bireysel olarak olgunlasamamaniz, yeterli olamamaniz anlamina gelir, hem de herhangi bir durusunuzun bulunmamasi (argoda kaypaklik derler) herhangi bir fikre ait olmamaniz anlamına gelir. Gectigimiz 12 yil içinde birçok vatan hainligine sahit oldum; -gozlerim ve kulaklarim bile hâla derin bir utanc içinde- fakat, bunlardan en kotuleri hic şüphesiz keyfi ve tıkıri yerindeyken Ataturkcu gecinip de işler birazcik kotulestiginde taraf degistirenlerdir. Eger şu anda bile evlerinizde rahatca internete girip, facebook twitter gibi a-sosyal medya platformlarinda ergen muhabbeti yapabiliyorsaniz, bunun yegane sebebi Ataturk ve ona FIKREN VE VICDANEN inanmis sehitlerimizdir. Kafanizi kaldirip bati ve doğu medeniyetlerine bakiniz ! Hicbirinde boyle bir onder bulamazsiniz ancak buralardaki insanlarin cogunda COGUNUZDAN, COK DAHA FAZLA TURKIYE ve ANADOLU

7 veren

Tanrı onlara her şeyi verdi Dağ verdi deniz verdi Baba ve ana Ve öyle bir şans ki; Her kazandiklari yorulmadan, na'çaba! Bize de birtakim şeyler verdi Fakat her birine karsilik bi cefa Bizdeydi onlarin asla goremeyecekleri hayal edemeyecekleri. Ne yaziktir ki kiskanc gozler yuzunden Unutkanlik kaldi karşılık olarak. aci bizde ask bizde cefa bizde yuk bizde. Hatiralar onlarda Simariklik onlarda Ahmaklik onlarda. Rahatlik onlara Helâk onlara ! Rüya gibi seyler sundu tanri bize Fakat sonra hepsini geri aldi... Verdi verdi verdi... Ve sonra bir bir aldi aldi aldi...

özsöz 13

laf anlatmanın hükmünün geçmediği yegâne insanlar, cahil olduklarını fark edemeyecek kadar cahil olanlardır. satılık insandan değil, kiralık insandan kork, zira bir tek onlar, ameli ve safı belli olmayanlardır. hayattan, hiçbir şey beklemediğinizde, size, hayat her şeyini verecektir. düşünmeyenin bulunduğu evden bela, aklın bulunmadığı baştan, ahlaksızlık eksik olmaz. umudum yok diyenler; kendinden ümidi kesenlerdir. şöyle ki; kendinde umut görmeyenin, mücadele etmeye, mücadele etmeyeninse, ümit etmeye takati kalmayacaktır. insanların çoğu, sizi, yaptıklarınızla değil, yapmadıklarınızla hatırlar. ------------------------- Rüzgar L. Everest ------------------------

Haziran Ayının En İyi Projeleri (2014)

Resim
1)  Heats Problemin Tanımı ve Boyutu: Hastanelerde mental durumu bozuk olan veya kriz, ajitasyon vb. nedenlerle ne yaptığını bilmeyen, kendisine veya çevresine zarar verme eğilimi/olasılığı olan hastalar bulunmaktadır. Maalesef bu hastalar çoğu zaman ipler veya kelepçeler ile uzuvlarından yatağa bağlanmakta veya gereksiz yere sedasyon ile uyutulmaktadır. Bu etik dışı yaklaşım aşağıdaki gibi ciddi problemlere yol açmaktadır: Kelepçeler hasta bileklerinde ciddi kızarıklıklara, morarmalara ve yaralara neden olmakta. Uzuvlarından bu şekilde bağlı olup ani hareketlerde bulunan bu hastalarda eklem çıkıkları ve doku zedelenmeleri yaşanmakta. Hastanın içinde bulunduğu bu durum onun psikolojisini daha da bozmakta ve yaşam kalitesini düşürmekte. Hastalarını bu şekilde gören hasta yakınları için bu durum çok yıkıcı olmakta ve onların da psikolojisi etkilenmekte. Hasta mobilitesi tamamen engellendiği için uzuvlardaki hareket kabiliyeti zayıflamakta. Bedenin hareket kabiliyeti de azald