Kayıtlar

Ağustos, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özsöz 18

Tanrım ne kadar uzun yaşadığımın veya ne kadar tat aldığımın önemi yok. Yeter ki yararlı, anlamlı bir ömrüm olsun, kıymetli ve seçkin kullarınızınki gibi...  her şeyi 1 noktaya kadar küçültebilirsin, fakat büyütmenin sonu yok gibi... zaman da ancak bir nokta kadar küçültülebilir, bu da ilk geldiği yere geri döndürülmesi şeklinde olacaktır. zeka için zamanın önemi, genişliğinden ibarettir, ne kadar zeki olunabilinirse olunulsun, sorunun büyüklüğü arrtıkça, ihtiyaç duyulacak olan zamanın, genişlemesi de gereklilik olacaktır. Akıl olmadıktan sonra... ne kadar zekaya sahip olunulduğunun da, ne kadar bilgiye sahip olunulduğunun da, ne kadar kitabın, müziğin, filmin bilinildiğinin de hiç bir önemi yoktur. ahlak topluma veya kişiye özgü değildir. evrenseldir, akla ve vicdana dayanır. sesimiz yalnızca sorunları çözmek ve sanat için, dedikodu değil kulaklarımız yalnızca işitmek için dünyanın bize anlattıklarını, kalitesiz müzikler ve gürültü ...

Hallaç Pamuğu

hallaç pamuğu bin ilin, yirmi bin yiğidini serseler, yıkamazlar, sonsuz direncim. ... ah ama bir sen varsın en zayıf noktamsın öyle kırılgan ve güzelsin ki sana çekiliyorum, zerafetine kurban ediliyor zerre zerre ufalanıyor bütün direncim. hallaç pamuğudur artık kalbim. ... gel burdan gidelim hiç bişey olmamış gibi  her şey yeniden başlasın tüm kazandığım savaşları kaybederim uğruna ve tüm başarılarımı.  önemi yok, seni kazanamadıktan sonra. ... çözmek için çok geç, sarmalanmış kökleriz iç içe geçmiş... ... dudakların dudaklarım saçların saçlarım  dokunuşun  dokunuşum arzuların arzularım, şefkatinden fazla şefkatim gözlerinse ah o gözlerin içerisinde içerler beni, içerisinde gözlerim ve yine senin gözlerin... Rüzgar L. Everest

Kıyamet İnsana Ait

Kıyamet İnsana Ait neden beni sevecek olana aşık olayım ki ? fazlaca severim, o ayrı ! ulaşılabilecek olduktan sonra," ulaşmaya çalışmanın" ne anlamı kalır? aslolan belki sever ümidiyle sonsuz gayrette bulunmaktır. aşık olunanın sevmeye ihtimalinin bile olmamasıdır seni ümitsizliğinin diplerinde dehşete düşüren. tanrıdan da en çok koptuğumuz zaman, bizi umursamadığını düşündüğümüz zamanlar değil midir? korkunç ve oldukça öfkelendirici ! bazen sanki umru değiliz. her reddedişin ve isyanın başlangıcında,  insanoğluna adaletsiz davrandığının düşüncesi yok mudur? hem zaten, koskoca Tanrı bile ; acılarımızı, acizliği ya da muhtaçlığı nerden bilecek? ne bilecek ki o günkü o dehşet korkuyu ? Rüzgar L. Everest

Ağaçla su gibi

ağaçla su gibi  ağaç ve suyun ilişkisi kadar farksız ilişkimiz bilir misin susuzum asırlardır sana bilir misin nicedir halim sensiz yapışır kabuklarım kabuklarıma yanar kurur gövdem kavrulur yapraklarım her gün tüm varlığımla sana kanıyorum saniye saniye an be an sana yanıyorum. dilesen ömür boyu senin için yaşamamı fazlasıyla kolayca olur bu rica. varlığım varlığın kadar ve varlığım varlığından dolayı var. her gülüşünde yıldızlar parlıyor her gözlerinle yaktığında zamanlar duruyor ıtır gibi zarif, tatlısın ve bu çokça tüketiyor beni formülü yok sana dair sevgimin, sınırsızca kaplar en uzakları evrenleri kap kap koysalar hani önüme 40 milyon alem yetmez doldurmaya, hepsine de "sen" diye akar, dolar dolar taşarım. Rüzgar L. Everest

Hoyratça eşlik et

Hoyratça vahşet mi bekliyorsun benden ? üzdüğünde ya da kırdığında seni biri, göreceksin! sert olmamı mı istiyorsun benden , ya da hoyrat kirpiklerine ters giden rüzgarları göster bunlar dışında fena davranmamımı bekliyorsun sana karşı ? yanlış öğrenmişsin sevgiliyi çocuk, benim tüm sana gelişlerim dosdoğru. eşlik et  ey benim yarenim affet vazgeçişlerim için  dans ederken eşlik et sensiz, hep bir eksiğiz.  tamamlanalım karşılıklı adımın geçtiği yerlerde saygı gör bak bütün topraklarım senin huzur güven sadakat ülkesindesin koşturduğun tüm o özgür atlar, mutlu olabileceğin yegane diyardaki denizlerin üzerine yağan yağmurlar gibidir şahane, ucu bucağı yok ve pare pare sıçrayan damlacıklar  4 nala, sakin ve kendini bırakırcasına her biri düşer farklı zamanlarda ah bir de o sesi yok mu , sesin gibidir, pıtır, pıtır, pıtır. Rüzgar L. Everest

Kahrolası Farkındalık !

ah şu kahrolası farkındalık! tüm uyuşturucular arınıyor vücudumdan, duygu bastırıcılar, antidepresanlar, morfin ! tüm kapanmış yaralarım acıyor, öfkelerim yüzeye çıkıyor, ve aynı zamanda bütün pişmanlıklarım. pişmanlığın ateşi ne de büyük öfkenin yanında. kalbim tekrar ve tekrar kırılıyor... ah şu uyuşukluk ! aşık oluyorum, sevmiş olduğum tüm kadınların içerisindeki o şeye, her ne ise ? onu istiyorum!!! nefes alıp verişim, arzularım, her şey yeniden yeşeriyor ve yeniden tekrarlanıyor. bütün bir tarlam ve ben filizleniyoruz bekle beni geldiğim yer , sana geri dönüyorum. kuşat beni, kuşat gözlerimi, göz kapaklarım daha da açılmasın. özledim seni, sıcağını soğuğunu, merhametini, cömertliğini, her halini. nefesimi tutmuyorum artık, geri almamacasına bırakıyorum. onların olsun. sizler bizler birlikteyiz. hoş buldum, hoş sohbetler olsun... Rüzgar L. Everest