özsöz 8
kendi eylemlerini değerlendirmez insanlar,
çoğu zaman başkasına eleştiri...
daha çok sorunlar konuşulur,
ve çok az onların nasıl çözülecekleri...
gördüm zevk için hayvan vuranın yüzünü,
manzarasını bozduğunu sandığı ağacı keseni,
inciri keseni, keçiboynuzuna kıyanı.
suratı ne kadar iğrenç,
ne kadar sefil,
ve ne kadar yavan!
o iğrenç yaratığı gördüm!
sureti ne kadar yüzsüz!
hayvanları seven, insanları da severmiş...
yanlış!
hayvanları sevmekte ne var?
hiç kötülük yapanını gördünüz mü?
zor olan insanı sevmektir, zira doğaya ait her ne varsa sevilesi.
demek ; "insanları seven, hayvanları da severmiş..."
bir adım olsa olurdum sanat, yaratıcılığın sınırsızlığı ile hayal edebilen,
ya da olurdum ressamın tuvalindeki bulutların üzerinde dolaşan bir balet.
müzik eseri olsam, olurdum ruhun derinliklerine nüfuz eden bir sonat.
taşa oyulmasaydım eğer, koşardım diyar diyar, fırlardım sanki eşsiz, özgür bir at.
bir ruh olmasaydım, şahlanır ve kırardım körelmiş ruhların, hayata köle edildiği, zincirlerini,
ve bir değerim olsa anlaşılır, çağrılırdım belki, diye hey, ey sanat !
insanlığını öldürmeden, zamanını öldürmek zorunda kaldığın yerdir dünya.
azim; hakiki başarıyı getirir, hırs ise geçici.
zaman; çok konuşan, geç kalkan, uyuşuk veya üşengeç insanlar için, dar,
çalışan, düşünen, acı çeken veya hiçliğe karışmayı başarabilmiş insanlar için geniştir.
İçsel derinlik algılayış düzeyine etki eder.
Bazen onluk tabanda 4 dediğinizde anlamayanlar, 1,0,0 dediğinizde ancak anlarlar.
Çünkü 10 rakamın, yalnızca 2 tanesi anlamlıdır onlara; bir ve sıfır...
geri kalanını yorumlayamazlar...
matematikte, taban farkı denir buna,
gelişir çıplak ayakla yürüdüğünüz uzun yollarda...
Değil, kimse gibi olmak kimsenin haddine,
öyleyse ben olmak, senin ne haddine?
benden daha iyi bir ben olacağını mı düşledin?
ilkel bir iddia içerisinde olamazdın ya bu denli?
...belki benden daha iyi bir sen olabilirdin,
oysa teptin o ihtimali, kendin olamadığın için.
yazık olan o ki, sen böyle bırakmazdın seni,
öyle ya a dostum, satmasaydın eğer kendini....
Rüzgar l Everest
çoğu zaman başkasına eleştiri...
daha çok sorunlar konuşulur,
ve çok az onların nasıl çözülecekleri...
gördüm zevk için hayvan vuranın yüzünü,
manzarasını bozduğunu sandığı ağacı keseni,
inciri keseni, keçiboynuzuna kıyanı.
suratı ne kadar iğrenç,
ne kadar sefil,
ve ne kadar yavan!
o iğrenç yaratığı gördüm!
sureti ne kadar yüzsüz!
hayvanları seven, insanları da severmiş...
yanlış!
hayvanları sevmekte ne var?
hiç kötülük yapanını gördünüz mü?
zor olan insanı sevmektir, zira doğaya ait her ne varsa sevilesi.
demek ; "insanları seven, hayvanları da severmiş..."
bir adım olsa olurdum sanat, yaratıcılığın sınırsızlığı ile hayal edebilen,
ya da olurdum ressamın tuvalindeki bulutların üzerinde dolaşan bir balet.
müzik eseri olsam, olurdum ruhun derinliklerine nüfuz eden bir sonat.
taşa oyulmasaydım eğer, koşardım diyar diyar, fırlardım sanki eşsiz, özgür bir at.
bir ruh olmasaydım, şahlanır ve kırardım körelmiş ruhların, hayata köle edildiği, zincirlerini,
ve bir değerim olsa anlaşılır, çağrılırdım belki, diye hey, ey sanat !
insanlığını öldürmeden, zamanını öldürmek zorunda kaldığın yerdir dünya.
azim; hakiki başarıyı getirir, hırs ise geçici.
zaman; çok konuşan, geç kalkan, uyuşuk veya üşengeç insanlar için, dar,
çalışan, düşünen, acı çeken veya hiçliğe karışmayı başarabilmiş insanlar için geniştir.
İçsel derinlik algılayış düzeyine etki eder.
Bazen onluk tabanda 4 dediğinizde anlamayanlar, 1,0,0 dediğinizde ancak anlarlar.
Çünkü 10 rakamın, yalnızca 2 tanesi anlamlıdır onlara; bir ve sıfır...
geri kalanını yorumlayamazlar...
matematikte, taban farkı denir buna,
gelişir çıplak ayakla yürüdüğünüz uzun yollarda...
Değil, kimse gibi olmak kimsenin haddine,
öyleyse ben olmak, senin ne haddine?
benden daha iyi bir ben olacağını mı düşledin?
ilkel bir iddia içerisinde olamazdın ya bu denli?
...belki benden daha iyi bir sen olabilirdin,
oysa teptin o ihtimali, kendin olamadığın için.
yazık olan o ki, sen böyle bırakmazdın seni,
öyle ya a dostum, satmasaydın eğer kendini....
Rüzgar l Everest
