Kehribar
karıncalar kadar çoğuz, kehribar kadar özel, hiçbir şeyin yokluğu kadar değersiz. su sineğinin ömrü kadar günümüz, filin ağırlığına eş duygu yükümüz, belki görmüş geçirmiş bir zeytin ağacı ömrümüz. afrikada az sonra yakalanacak olan bir antilop, kibar ve simsiyah gözlü. ya da yağmur sonrası ezilip giden bir sümüklü böceğiz. bugün; soğuk, pis, acımasız hapishanemdeki 3bin793. günüm. hastalıktan eriyip gittiğim, yaşlılıktan hareket dahi edemediğim; tek beklediğim ölümüm. açlık ve susuzluktan derimin kemiğime yapıştığı, yalnız 9 nefes sonra, kalbi duracak olan bir ölüyüm. vatanımın bir avuç toprağı için, delice siperden atılmamla, alnımdan vurulup, yere serilmemin izletildiği bir anın göz yaşıyım. bir gaddarın umarsızlığınca umursanmamışlığım. ne olduğunu dahi anlamadan, kollarımdan kopmuş, kan ve revan içindeki bedenim. çocuğunu yok yere yitirmiş, kavrulan, paramparça bir yüreğim. zifiri okyanusun orta yerindeyim, ya da sırtlanların arasındayım, sürüden kopmuş aya...