Kıskançlığa karşı 1'e 1
Kıskançlık, haset edilen kişinin sahip olduklarını içerleme, çok görme,
çoğu zaman da özenilen kişinin, sahip olduklarına sahip olma isteğidir.
Onda değil bende olmalı, o hak etmiyor, ben hak ediyorum gibi düşünceleri barındırır, bu sebepten imrenmekten tamamen farklı ve oldukça alçakçadır.
fakat hepsinden ziyade kıskançlık,
kendini aşağı görmektir, "kendini aşağılamaktır" ! Özgüvensiz ve kibirli bir anlayışın ürünüdür.
Bunun böyle oluşundaki en temel sebep kişinin hükmen kendini yenik görmesidir, zira eğer her şey yeterli gelseydi ve tamamen ya da kısmen, kendi kıskandığı kişiden daha iyi konumda olsaydı, ya da en azından öyle düşünseydi, zaten başında o kişiyi kıskanmazdı.
Yani kısaca; madem kıskanılan kişiyi kıskanıyorsun, öyleyse onun senden daha iyi olduğunu kabul etmiş oluyorsun, e eğer o senden daha iyi ise, öyleyse onu kıskanman yanlış çünkü o senden iyi olduğu için onu hak etmiş, sen edememişsin. Çelişkili, mantıksız, saçmasapan bi davranış!
(kıskanç kişinin bakış açısına göre yorumlanmıştır, kimse kimseden iyi denilemez, neye göre, kime göre, kimden bahsettiğinize göre değişebilir.)
Mantık üzerinden gitmeye devam edersek...
Yukarıda kıskançlığın, 'tüm şartlar ona uygun', çok şanslı, 'çevresel etkenler olmasaydı/ben de onda olan imkanlara sahip olsaydım/anne benim niye püskevitim yok?' vs. gibi bahanelerden ötürü gelişen "yakıştıramama" şeklinden bahsettik.
Bir de bunun "yerine geçme isteği" şeklinde olanı vardır.
Kıskançlık, kendini aşağılamaktır çünkü;
yerinde olmak istediğin, kıskandığın adam, eğer sen olacaksan (varsayımsal) , artık eski sen, eski sen olmayacaksın. Bu da demek oluyor ki, sen, kendinden vazgeçeceksin, kendini kıskandığın kişi uğruna. Üstteki davranış nasıl kibirli ve ezikçe bir davranışsa, bu da o kadar ezikçe bir davranış üstelik nihayetinde yine yenilgi var.
Şimdi bir de diğer açılardan bakalım...
Eğer bir mucize olduysa ve gerçekten kıskanılan kişi ile, kıskanan kişi yer değiştirdiyse, ortaya şöyle büyük sorular ve sorunlar çıkacak ???!!!
- Ne kadar çalıştın, ne kadar çabaladın?
Gerçekten ne kadar çalışıldı, ne kadar alın teri döküldü sahip olunulanlar için, ya da siz nereden bilebilirsiniz ki o, ne kadar çalıştı çabaladı? Belki hayatını verdi...
- Kıskandığın kişinin tüm geçmişini kabul edecek misin?
geçirdiği kazaları, sağlık sorunlarını, ameliyatlarını, acılarını, hayal kırıklıklarını, ekonomik sıkıntılarını, açlığını, susuzluğunu, yaşadığı zorlukları, annesini, babasını, sülalesini, terkedildiği kadınları, belki aldatıldığı kadınları, belki küçükken yaşadığı istismarı, BÜTÜN KOCA BİR GEÇMİŞİ kabul edip, üzerine alabilecek misin, alacak mısın, kaldırabilir misin?
- Kıskandığın kişinin bütün bir geleceğini kabul edebilecek misin ?
geçireceği kazaları, belki kollarının, bacaklarının kaybını, belki sevdiklerinin kaybını, mal mülk eş dost kaybını, belki yatalak kalacak olmasını, belki yapayalnız bir ömür sürecek olmasını, tüm bu ağır geleceği BÜTÜNÜYLE KABUL EDEBİLECEK MİSİN?
Haaaa işte bütün bunları kabul etmen gerek,
çünkü "kıskanmak demek, bütün bir geleceğine ve geçmişine, kabul ediyorum, deyip" imzayı basman demektir,
kıskanmak demek bütün bir aileni, bütün sülaleni ve sevdiklerini hiç etmen demektir,
işte bu kadar haince, aşağılıkça bir şeydir kıskanmak,
bütün bunları kaldırabilir misiniz ?
zamanında, çocukken (takriben 23 yaş önceleri) ben de zaman zaman kıskanırdım, fakat sağlıklı düşününce yukarıdakileri buldum, ve bunu kaldıramayacağımı biliyorum, ben özüme kavuşma kaygısı içerisindeyim. İnsan yaşarken, başka bir benliğe kavuşmak/bürünmek için değil, benliğinden kurtulabilmek için yaşar... zaten başımızda bir ben var, yeterince zor değil mi ondan kurtulmak?
Mantıklı ve akılcı yorumlama bu şekildedir, gelin şimdi inanış felsefesi üzerinden yorum yapalım;
(çok kısa tutacağım, çünkü Mustafa Kemal'in de belirttiği üzere, "din bir vicdan meselesidir!")
inanış felsefesine göre yorumlarsak;
Kıskanmak demek, tanrının ona (kıskanılana) verdiklerine karşı çıkmak, kendi aldıklarına da razı olmamak demektir ki, bunun da bir ucunda "isyankarlık" , bir ucunda ise "kibir" vardır. Bilmiyorum tanıdık geldi mi ?
Her şeyin başlangıcı bir nefes, sonu bir nefestir...
Kalem suresi 51
"o küfre sapanlar, zikir`i/kur`an`ı işittiklerinde az kalsın gözleriyle seni devireceklerdi."
-Yaşar Nuri Öztürk çevirisi.
Sevgi ve Saygılarımla Efendim
R. E
Onda değil bende olmalı, o hak etmiyor, ben hak ediyorum gibi düşünceleri barındırır, bu sebepten imrenmekten tamamen farklı ve oldukça alçakçadır.
fakat hepsinden ziyade kıskançlık,
kendini aşağı görmektir, "kendini aşağılamaktır" ! Özgüvensiz ve kibirli bir anlayışın ürünüdür.
Bunun böyle oluşundaki en temel sebep kişinin hükmen kendini yenik görmesidir, zira eğer her şey yeterli gelseydi ve tamamen ya da kısmen, kendi kıskandığı kişiden daha iyi konumda olsaydı, ya da en azından öyle düşünseydi, zaten başında o kişiyi kıskanmazdı.
Yani kısaca; madem kıskanılan kişiyi kıskanıyorsun, öyleyse onun senden daha iyi olduğunu kabul etmiş oluyorsun, e eğer o senden daha iyi ise, öyleyse onu kıskanman yanlış çünkü o senden iyi olduğu için onu hak etmiş, sen edememişsin. Çelişkili, mantıksız, saçmasapan bi davranış!
(kıskanç kişinin bakış açısına göre yorumlanmıştır, kimse kimseden iyi denilemez, neye göre, kime göre, kimden bahsettiğinize göre değişebilir.)
Mantık üzerinden gitmeye devam edersek...
Yukarıda kıskançlığın, 'tüm şartlar ona uygun', çok şanslı, 'çevresel etkenler olmasaydı/ben de onda olan imkanlara sahip olsaydım/anne benim niye püskevitim yok?' vs. gibi bahanelerden ötürü gelişen "yakıştıramama" şeklinden bahsettik.
Bir de bunun "yerine geçme isteği" şeklinde olanı vardır.
Kıskançlık, kendini aşağılamaktır çünkü;
yerinde olmak istediğin, kıskandığın adam, eğer sen olacaksan (varsayımsal) , artık eski sen, eski sen olmayacaksın. Bu da demek oluyor ki, sen, kendinden vazgeçeceksin, kendini kıskandığın kişi uğruna. Üstteki davranış nasıl kibirli ve ezikçe bir davranışsa, bu da o kadar ezikçe bir davranış üstelik nihayetinde yine yenilgi var.
Şimdi bir de diğer açılardan bakalım...
Eğer bir mucize olduysa ve gerçekten kıskanılan kişi ile, kıskanan kişi yer değiştirdiyse, ortaya şöyle büyük sorular ve sorunlar çıkacak ???!!!
- Ne kadar çalıştın, ne kadar çabaladın?
Gerçekten ne kadar çalışıldı, ne kadar alın teri döküldü sahip olunulanlar için, ya da siz nereden bilebilirsiniz ki o, ne kadar çalıştı çabaladı? Belki hayatını verdi...
- Kıskandığın kişinin tüm geçmişini kabul edecek misin?
geçirdiği kazaları, sağlık sorunlarını, ameliyatlarını, acılarını, hayal kırıklıklarını, ekonomik sıkıntılarını, açlığını, susuzluğunu, yaşadığı zorlukları, annesini, babasını, sülalesini, terkedildiği kadınları, belki aldatıldığı kadınları, belki küçükken yaşadığı istismarı, BÜTÜN KOCA BİR GEÇMİŞİ kabul edip, üzerine alabilecek misin, alacak mısın, kaldırabilir misin?
- Kıskandığın kişinin bütün bir geleceğini kabul edebilecek misin ?
geçireceği kazaları, belki kollarının, bacaklarının kaybını, belki sevdiklerinin kaybını, mal mülk eş dost kaybını, belki yatalak kalacak olmasını, belki yapayalnız bir ömür sürecek olmasını, tüm bu ağır geleceği BÜTÜNÜYLE KABUL EDEBİLECEK MİSİN?
Haaaa işte bütün bunları kabul etmen gerek,
çünkü "kıskanmak demek, bütün bir geleceğine ve geçmişine, kabul ediyorum, deyip" imzayı basman demektir,
kıskanmak demek bütün bir aileni, bütün sülaleni ve sevdiklerini hiç etmen demektir,
işte bu kadar haince, aşağılıkça bir şeydir kıskanmak,
bütün bunları kaldırabilir misiniz ?
zamanında, çocukken (takriben 23 yaş önceleri) ben de zaman zaman kıskanırdım, fakat sağlıklı düşününce yukarıdakileri buldum, ve bunu kaldıramayacağımı biliyorum, ben özüme kavuşma kaygısı içerisindeyim. İnsan yaşarken, başka bir benliğe kavuşmak/bürünmek için değil, benliğinden kurtulabilmek için yaşar... zaten başımızda bir ben var, yeterince zor değil mi ondan kurtulmak?
Mantıklı ve akılcı yorumlama bu şekildedir, gelin şimdi inanış felsefesi üzerinden yorum yapalım;
(çok kısa tutacağım, çünkü Mustafa Kemal'in de belirttiği üzere, "din bir vicdan meselesidir!")
inanış felsefesine göre yorumlarsak;
Kıskanmak demek, tanrının ona (kıskanılana) verdiklerine karşı çıkmak, kendi aldıklarına da razı olmamak demektir ki, bunun da bir ucunda "isyankarlık" , bir ucunda ise "kibir" vardır. Bilmiyorum tanıdık geldi mi ?
Her şeyin başlangıcı bir nefes, sonu bir nefestir...
Kalem suresi 51
"o küfre sapanlar, zikir`i/kur`an`ı işittiklerinde az kalsın gözleriyle seni devireceklerdi."
-Yaşar Nuri Öztürk çevirisi.
Sevgi ve Saygılarımla Efendim
R. E